Av sevdam sürekli silahlarla bir arada bulunmak ve neredeyse sülalece avla ilgili olmaktan geliryor olsa gerek. Bu nedenle domuz avı da ilgimi çekti. Babamlar av grubuyla birlikte her hafta sonu cuma akşamı giderlerdi. cumartesi pazar av yapıp gelirlerdi. Her zaman ben de gitmek isterdim fakat küçük olduğum için beni yanında götürmezdi.Ava başlayalı o kadar zaman oldu ki tam olarak ne zaman başladığımı bile hatırlayamıyorum. Yanılmıyorsam ilk kez ava gittiğim zaman lise bire gidiyordum. Tabzonun araklı ilçesinin bir köyüne gitmiştik. Gerçi trabzonda av için köye falan gerek yok nerede orman varsa orayı sarın illaki domuz çıkar ama alışkın olduğumuz için ve de o zamanlar orada az avcı olduğu için oraya gidiyorduk. Babamla beni ormanın bir yerine bıraktılar. Orman aşagımızda kalıyor ı şeklide bir çıkıntısı var bizi oraya bıraktılar ve hayal kırıklığına uğradım. Bizim olduğumuz yer açıktı ve fındıklıktı. Kesinlikle bize bir avın geleceği yok diyordum babama. O kadar yer varken buradan domuz gelmez diye düşünüyordum. Ve beklemeye başladık köpekleri ormana verdiklerini arayıp söylediler ve yarım saat falan olmuştu ki köpeklerin seslerini duymaya başladık ormanda. Arada da köpekleri destekleyen avcıların domuzlar ormanın kenarına doğru çıksın diye ateş ettiklerini duyuyorduk. Köpeklerin sesleri bize gitgide yaklaşıyordu ki bir anda ormandan ezilen kuru yaprakların hışırtısı gelmeye başladı. Babam domuz olabileceğini düşündüve "sakin ol sakın önüme geçme arkamda dur." dedi bana ve "üstüne gelirse fındık ağaçlarının arkasında üstüne gelişine göre sağa sola kaç" dedi. Bende tamam dedim ve birden baktık ormandan peşpeşe bir ya da iki yaşlarında dört domuz çıktı ve en fazla beş metre önümüzden geçiyorlardı. İyi atış yapmak için kendimize yaklaşmalarını bekledik ve babam ateş etmeye başladı. O kadar hızlı koşuyorlardı ki birinci mermide ıskaladı ikinciyi attı va acı bir bağırtı içinde bir tanesi düştü o sırada bir mermi daha attı ve ıskaladı o arada ben vurmuş olduğu domuzun yuvarlanıp kaçacağını düşünüyordum. Çünkü yerde yuvarlanarak gidiyordu babama kaçıyor diye bağırıyordum ve o sırada bir mermi daha attı ve tüfek tıkandı ve ıskaladı onu da. Sonra vurmuş olduğu domuzu baktık yuvarlanmış yola düşmüş ve orada ölmüş. Herhal beş metreden atmış olmamızın etkisinden dolacak dalağı dışarıya çıkmıştı. İlk avım olduğu için heyecanlıydım ve buna rağmen sakinliğimi korumayı bilmiştim. Bu tatlı heyecanı yaşamak hoşuma gitmişti. Domuz avının ilgimi çekmesi doğa sporuyla tehlike ve heyecanın bir arada olması, her ne kadar tehlikeli bir şey yaşamamış olsamda...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder