Çok soğuk bir kış günü akşama doğru babamla çulluk avlamak için evden çıktık. Çulluğun olacağı sulak yerleri, dere kenarlarını, orman kenarlarını dolaşmak için.
Akşam ezanına kadar dolaştık ve üç beş tane kuş kaldırdık fakat öyle
hızlı hareket ediyorlar ki bazılarına atış fırsatımız olmadı diğerlerine
ise tüfeği kaldırdık yarı nişan alarak attık. Sık ormanlığın içinde kuş
giderken kuşu takip edebilmek için tüfeğin üstünden bakıyoruz. Onun
yanında bir de doğayla mücadele ediyoruz ayağımız kayıyor, yerler yamaç
yürünmüyor gibi. Neyse akşam ezanı okunmaya on beş yirmi dakika kala
akşam avı için bekleyeceğimiz yere gittik. Akşam ezanı okundu bizde
beklemeye koyulduk. Bulunduğumuz yerden de kuş fazlasıyla geçiyor fakat
çok hızlı geçiyor kuşlara atmayı bırak bazılarını havada karartı olarak
görüyorduk. Ben acemi avcı olduğum için otomatik bende çifte babamda
bekliyoruz. Bir tane kuş geldi heyecanla nişan alıp atmaya başladım ben
attıkça o etrafımda dönüyor ani hareketler yapıyor bu arada babam da
atmaya başladı kuş ani hareketlerle çok değişik şekilde uçmaya başladı
babam iki tane ben dört tane attım fakat kuş gitmeye devam etti biz de
arkasından bakakaldık. Daha sonra bir tane daha geldi ve ani bir
hareketle onu vurmuş oldum. Onu almaya koştum heyecanla döndüm
beklediğim yere gidiyordum kii birden bir tane kuş daha gördüm ve ani
bir refleksle onu da vurdum. Babam da atıyor fakat ya yaşlılıktan olsa
gerek ya da hava karamaya başladığı için gözleri görmüyor diye hep
karavana atıyor. Tabi bende karavana atmıyor değilim. Daha sonra babam
da en sonunda bir tane vurma başarısı gösterdi. O gece sonunda atmış
olduğumuz otuz mermi sonunda altı tane çulluk vurduk. Bunların bir
tanesini babam vurdu kalanını ben vurdum ve böylece boynuz kulağı geçmiş oldu... Bu arada da çulluk avında biz altı numara saçma kullanıyoruz. 71cm namlusu olan da bir tüfek kullanıyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder