26 Ekim 2013 Cumartesi

Çulluk avlarımdan bir günün anısı

 Çok soğuk bir kış günü akşama doğru babamla çulluk avlamak için evden çıktık. Çulluğun olacağı sulak yerleri, dere kenarlarını, orman kenarlarını dolaşmak için. Akşam ezanına kadar dolaştık ve üç beş tane kuş kaldırdık fakat öyle hızlı hareket ediyorlar ki bazılarına atış fırsatımız olmadı diğerlerine ise tüfeği kaldırdık yarı nişan alarak attık. Sık ormanlığın içinde kuş giderken kuşu takip edebilmek için tüfeğin üstünden bakıyoruz. Onun yanında bir de doğayla mücadele ediyoruz ayağımız kayıyor, yerler yamaç yürünmüyor gibi. Neyse akşam ezanı okunmaya on beş yirmi dakika kala akşam avı için bekleyeceğimiz yere gittik. Akşam ezanı okundu bizde beklemeye koyulduk. Bulunduğumuz yerden de kuş fazlasıyla geçiyor fakat çok hızlı geçiyor kuşlara atmayı bırak bazılarını havada karartı olarak görüyorduk. Ben acemi avcı olduğum için otomatik bende çifte babamda bekliyoruz. Bir tane kuş geldi heyecanla nişan alıp atmaya başladım ben attıkça o etrafımda dönüyor ani hareketler yapıyor bu arada babam da atmaya başladı kuş ani hareketlerle çok değişik şekilde uçmaya başladı babam iki tane ben dört tane attım fakat kuş gitmeye devam etti biz de arkasından bakakaldık. Daha sonra bir tane daha geldi ve ani bir hareketle onu vurmuş oldum. Onu almaya koştum heyecanla döndüm beklediğim yere gidiyordum kii birden bir tane kuş daha gördüm ve ani bir refleksle onu da vurdum. Babam da atıyor fakat ya yaşlılıktan olsa gerek ya da hava karamaya başladığı için gözleri görmüyor diye hep karavana atıyor. Tabi bende karavana atmıyor değilim. Daha sonra babam da en sonunda bir tane vurma başarısı gösterdi. O gece sonunda atmış olduğumuz otuz mermi sonunda altı tane çulluk vurduk. Bunların bir tanesini babam vurdu kalanını ben vurdum ve böylece boynuz kulağı geçmiş oldu... Bu arada da çulluk avında biz altı numara saçma kullanıyoruz. 71cm namlusu olan da bir tüfek kullanıyoruz.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder